bugün

entry'ler (76)

sobalı evde oturamam diyen kız

bu kız söz konusu açıklamasını şu şekilde devam ettirmiştir: "vallahi oturamam, oturmaya mı geldik anacım. sabaha kadar oynarım, pişireceğim kestaneleri, yakacağım portakal kabuklarını düşünür düşünür de oynarım. yetmiiiş, sekseeen, oh oooooh"

beyazıt öztürk

sözlük yazarlarının kendisinden ne yapmasını beklediklerini anlayamıyorum. belki sahnede soyunabilir, ya da konuklarının düşüncelerini telepati yoluyla okuyabilir, ne bileyim canlı yayında adam kesebilir, en olmadı programın 10dksını astrofiziğe ayırabilir. kendini nasıl geliştirebilir yahu bu adam. yapabileceği maksimum yeni bi bölüm eklemek, bir mini yarışma oluşturmak, izleyicilerle interaktif bir oyun oynamak vs. onu da 3 hafta yapsa 4. hafta "hep aynı" demeyecek miyiz?

ben sevmem pek kendisini, çok da izlemem, programı çocukça geliyor çünkü. ama bu onun kötü program yaptığı anlamına gelmez. her şeyden önce adam bi talk-show yapıyor, format belli: bir iki konuk alacaksın, sohbet etmeye çalışacaksın, skeç yoluyla, video göstererek ya da farklı bi şekilde üç beş şebeklik yapıp süreyi dolduracaksın. bu burada da böyle, almanya'da da, amerika'da da. format bu çünkü. bu formatı tutturmak ise hakikaten problem, temelinde hiç bir aksiyonun yer almadığı bir programı saatlerce izelttirmek kolay iş değil, komik ya da hazır cevap olmak bunu başarmak için yeterli değil. hatırlayalım, ata demirer, kadir çöpdemir, şahan gibi halihazırda izleyici kitlesi olan, ve farklı formatta hazırladıkları tv showlarında efsaneleşen adamlar bile bu formatı tutturamadı. türkiye'de bu formatı hakkıyla tutturabilen okan, beyaz ve ibo var. biri aşağılayıcı tavırları, büyük zannettiği lafları, ahkam kesmeleri ile tutturdu; biri sizden biriyim tavırları, sakar oğlan ayakları ve tiplemeleri ile tutturdu, biri ise allah vergisi sesi, yalancı gözyaşları ve popülist demeçleriyle. ama hepsi bi yerden yakaladı. talk-show dahilinde bu adamların daha ne yapması bekleniyor cidden anlayabilmiş değilim. adı üstünde, konuşuyor arkadaşlar.

dünyada türkün ürettiği hiç bir şeyin olmaması

genel bi bakış açısıyla türklerin solunum sonrasında karbondioksit üretmedikleri, terlemedikleri, işemedikleri, sıçmadıkları, boşalmadıkları, hatta vücut sıcaklığını korumak adına ısı bile üretmedikleri anlamına gelen önerme.

gerçi önerme "türkün" şeklinde hazırlanmış. buradan anlıyoruz ki ya önermenin sahibi türkçe konusunda sıkıntı yaşıyor ya da spesifik bir türkten bahsediyor.

bunun yanında yine önermeyi analiz ettiğimizde önerme sahibinin "icat etmek"ten dem vuruyor olabileceğini de düşünebiliriz. bu düşüncenin sonucu da tabii ki önerme sahibi er/hatun kişinin türkçe konusundaki yetersizliğine varır.

önermeyi daha detaylı incelersek "dünyada" tümleciyle söz konusu türkün ürettiklerinin uzayda yer aldığını da düşünebiliriz. ya da ürettiklerinin çoktan yok edilmiş olması da bir ihtimaldir, ürettikleri yok edildiği için er/hatun kişinin ürettiği hiç bir şey an itibarı ile dünyada yoktur.

daha derine inmek isterdim ama sanırım sinirleniyorum sözlük.

önerme sahibi kişi için (bkz: uludağ sözlük hayrına türkçe dersleri)

dünyada türkün ürettiği hiç bir şeyin olmaması

hayatında organize sanayi sitesi gezmemiş, ihracat kalemlerini incelememiş, makine sanayisinden habersiz insan formlarının hakkında atıp tuttukları önerme

amerikan arabaları

klasik olanları çoktan efsaneler arasındaki yerlerini almışlardır. harvey earl'ün general motors'un tasarım müdürlüğüne getirilmesinin ardından tasarıma ağırlık veren gm, muscle cars olarak tabir edilen klasik amerikan arabalarının da temelini atmıştır.

o zamana dek rakipsiz olmanın rahatlığıyla istediği modeli isteği renkte satabilen ford ise değişime çabuk ayak uydurup efsaneler arasına girebilmiş bir iki model yapmıştır (bkz: ford mustang) ama genel olarak efsane olarak anılan arabalar gm bünyesindeki markalardan ya da küçük atolyelerde modifiye işiyle uğraşan sanatkarların ellerinden çıkmıştır:
(bkz: camaro)
(bkz: hemi cuda)
(bkz: shelby)
(bkz: barracuda)
(bkz: firebird)
(bkz: challenger)

genel olarak yüksek motor hacimleri, gürültülü motorları ve muadillerini bulk neredeyse imkansız olan efsane amortisörleriyle dikkat çeken bu arabalar, günün teknolojisine ve imalat yöntemlerine göre birer mucizeydi. günümüzde bile hala pek çok insana göre daha iyi otomobil tasarımları gerçekleşmemektedir.

samimiyetindendir ferhunde nin sevgisi

samimiyetindendir ferhunde'nin sevgisi, gözlerinin içinde yıldızlar, çocuksu bir neşeyle böler ya ekmeği hala; ağlaması burnunda, gülümsemesi her daim suratındadır ya, kızınca kulaklarına kadar kızarır ya şakaklarından fırlamış damarlarıyla; samimiyetindendir ferhunde'nin sevgisi.

seveni çok oldu, çok istendi zamanında; varmadı. çok seslendiler arkasından sen gördüğüm en güzel kadınsın, en kusursuzusun diye; duymadı. bir yar sevdi, samimiyetinden geldi sevgisi; kavuşamadı.

samimiyetindendir ferhunde'nin sevgisi. aç kaldı, tökezledi, düştü, incindi, ağladı, yıprandı; samimiyetini yitirmedi, sevgisini katletmedi. grileşmedi ferhunde, mekanize dünyanın inleyen bir çarkı olmaktansa; herkesin doğruları söylediği hayal dünyasında eriemyei tercih etti. kaybetti parasını, gücünü, aşkını, maşuğunu, yerini, mevkisini; ama kaybetmedi samimiyetini. samimiyetindendir ferhunde'nin sevgisi. göz pınarlarından sevgi süzüldü, ezildi ama üzülmedi.

kendisinden büyük adamlarla çıkan kızlar

kızlar genel kümesinin büyük bir kısmını kaplayan alt küme.

genel itibarı ile toplum tarafından kabul görmüş durum ilişki yaşayan bir çiftte kızın erkekten küçük olması yönündedir. dolayısıyla kendisinden büyük adamlarla çıkan kızlar toplum dinamiklerine uygun hareket etmektedirler.

(eğer söylenmek istenen 17 yaşında bir kızın 40 yaşında bir erkekle çıkması ise o başka ama 18 yaşındaki bir kızın 18 yıl 1 günlük bir erkekle bile çıkması kendisinden büyük bir adamla çıktığını gösterir. he bu erkek ve dişinin adamlığına, kızlığına ben karışamam tabi. bunun için yetkili merciler var)

hayat tetris benzerliği

çoğu insanın oynadığı ilk elektronik oyun olma konusunda mario ile yarışan tetris fena halde hayata benzer. belki de bu yüzdendir çok sevilmesi, bağlanılması bıdı bıdı bıdı.

neyse, boş lafı bi kenara bırakırsak tetris hayata fena halde benzer kardeşim, hem mantalite hem de aşama olarak benzer. şöyle ki: önceleri genelde boş bi zemin vardır, parçalar yavaş yavaş gelir, hata yapma ihtimaliniz düşüktür, yapsanız bile toplayabilirsiniz. bebeklik gibi aynı yani, temiz bir sayfa. gerçi bazıları oyuna kurulu çarpık sıralarla başlarlar. şanssız doğanlardır onlar, ellerinde olmayan nedenlerle hayata zorluklar içinde başlayanlar. kaderleri budur, ama unutulmamalıdır ki bu zorlukları yenmek insana daha çok puan kazandırır.

kader demişken, gelen parça da bir nevi kaderidir insanın, bazen küfür ettirir, bazen de dans. yalnız bence önemli olan geleni iyi değerlendirmektir hayatta olduğu gibi, beklemek değil. uzun çubuk beklemekten bahsediyorum mesela, doğru insanı beklemek gibi, doğru anı beklemek gibi, o doğru insan zamanında gelirse ne süperdir, peki ya gelmezse, her şey bok olmaz mı? bazen de beklemekten vazgeçildiği anda gelir uzun çubuk, ama neye yarar ki? hayattaki gibi tetriste de zamanı geri çevirmek mümkün değil.

ve zaman ilerledikçe kaçınılmaz son yaklaşır, ölüm; oyunun bitmesi. bazen acı vererek olur; tüm çabalara rağmen, tüm uğraşlara rağmen biter işte oyun. bazen de akışına bırakırsın; olmuyorsa olmuyordur, artık beklenip de gelmeyen uzun çubuğa ağlamanın ne anlamı var.

bazen insan sıkılır tetris oynarken, alt oka basılı tutar; intihar. belki biraz daha uğraşsan... sittir lan, öldüm işte... iyi de hayatta tekrar başlama yok ki.

tek fark budur işte hayatla tetris arasında, tek kahrolası fark....

asdd

(bkz: australian spatial data directory)

cenabet newcastle united

cenabet olmayan newcastle united karşısında maçı alamayacak olan takım. fakat böyle bir takım olduğunu öğrenmek beni şaşırttı doğrusu. ben senelerce tek bir newcastle utd. olduğunu zannettim. aslında duymuştum newcastle united ın cenabet olması ya da newcastle united ın cenabet bir takım olması ile ilgili şeyler ama meğer cenabet newcastle united diye bir takım varmış. şaştım, kaldım.

(bkz: newcastle united ın cenabet olması)
(bkz: newcastle united ın cenabet bir takım olması)

el ele daha temiz bir sözlüğe

bilinçli yazarların katılımı ile gerçekleştirilebilecek, bir çok yazarın kısmî yaşam alanını oluşturan uludağ sözlüğü formatla daha barışık, daha temiz, daha seviyeli bir kampanya, bir sivil yazar hareketidir.

he şimdi bu entryi okuyanlar kötüleyebilir, sana mı kaldı lan sözlüğü kurtarmak, ya bırak kardeşim işin gücün mü yok, git kumda oyna tarzı serzenişlerle karşıma dikilebilirler. evet bana kalmadı, kalmamalı. ama bakıyorum görünürde bu işin ucundan tutan henüz yok, öyleyse kime kaldıysa o halletsin biz de elimizden gelen desteği verelim. ben acizane elimden geleni gerçekleştirmekteyim.

(bkz: uludağ sözlük hayrına türkçe dersleri)
(bkz: başlığı kopyalayıp tanım yaptığını zannetmek)

başlığı kopyalayıp tanım yaptığını zannetmek

efendim tdk der ki tanım kelimesi "bir kavramın niteliklerini eksiksiz olarak belirtme veya açıklama, tarif" bunun yanında "tümdengelimci bir dizgede kavram ve işlemlerin temel niteliğini belirten ve kanıtlamalarda örtük olarak kullanılan sav" anlamına gelmektedir. hepimizin bildiği üzere de ilk entryde tanım yapmak zorunludur.

bu kuralı anlayabilmiş ama tanım kavramını beynine tam olarak oturtamamış kimi bünyeler ilginç olduğuna inandıkları bir başlık açtıklarında yapacak tanımları olmadığını fark ederek başlığı kopyalayıp entry metnine "tanım:xxxx" şeklinde yapıştırırlar ve gönül rahatlığıyla entrye devam ederler. örnek mi sordunuz, buyrun buradan yakın: (bkz: #4914413) (bkz: #5276053)(5 dk.'lık bir araştırmayala örneklerin sayısı çift hanelere çekilebilir ama üşendim şimdi)

evet, formatı kandırabilmişlerdir akıllarınca, peki ya yazarları?

başlığın ilk entrysinin tanım içerme zorunluluğu yazarları zorlamak, ağızlarına sıçmak, başlık açmaktan soğutmak amacı ile değil sözlükleri sözlük yapan değerleri korumak adına konmuştur. bu bağlamda moderatörleri ya da gammazları atlatmak kişiye avantaj sağlasa bile sözlüğün sözlüklüğüne ve kalitesine ciddi zarar vermektedir.

evet, yapılan bu kandırmacadan entrynin yazarı pek memnundur, peki ya sözlüğün ebesi?

(bkz: el ele daha temiz bir sözlüğe)

muhayyelat

muhayyel kelimesinin çoğulu. hayal gücüyle yaratılanlar anlamına gelir.

yeni yılda görüşürüz esprisi yapan lavuğu vurmak

(bkz: yeni yılda görüşürüz esprisi yapmak)
(bkz: lavuk)

bu eylem akıllara espriyi yapan ve fakat lavuk olmayanların akıbetini getirir ister istemez. muhtemelen onların durumu sırasıyla:

(bkz: yeni yılda görüşürüz esprisi yapan ibne)
(bkz: yeni yılda görüşürüz esprisi yapan kız)
(bkz: yeni yılda görüşürüz esprisi yapan kişi)
(bkz: yeni yılda görüşürüz esprisi yapan insan)
(bkz: yeni yılda görüşürüz esprisi yapan erkek)
(bkz: yeni yılda görüşürüz esprisi yapan şerefsiz) *
başlıkları altında ilerleyen zamanlarda incelenecektir.

(benzer gibi dursa da yilbasinda seneye gorusuruz esprisi yapmak başlığının konuyla alakası yoktur, aldanmayın)

ntv muhabiri

son yazdığı entryleri arattığımızda karşımıza çıkan sayfa şu şekildedir:

· piyano çalan insan ...
· ilk buluşmada penis uzunluğundan bahseden erkek ...
· ağlamak isteyen ama ağlayamayan insan ...
· seni istiyorum diye mesaj atan sözlük yazarı kız ...
· ayrılmadan önce sana son bir kez sarılabilir miyim ...
· avrupa yakası varken anadolu yakasında oturan kişi ...
· 21 inci yüzyılda hala bekaretten bahseden insan ...
· evlenmeden bekaretini kaybetmeyi göze alabilen kız ...
· bu yaz en az 25 kadınla sevişeceğim diyen erkek ...
· 8 santimlik penise küçük diyen kadın ...
· türkiye de çekilmiş en iyi dizi kurtlar vadisi dir ...
· sevgilisine evlenme teklif eden kız ...
· bir ayrılma bahanesi olarak seni sevmiyorum ...
· geri dönmezsen intihar ederim diyen eski sevgili ...
· dolmuşa 2 çocukla binip 1 kişi parası uzatan kadın ...
· kalçası büyük olduğu için üzülen kız ...
· türk kızlarının rus kızlarından daha güzel olması ...
· istemeyi bilirsen vermeyecek kız yoktur diyen kız ...
· 21 inci yy da kızı için başlık parası isteyen baba ...
· ilk buluşmada kaç santim diye soran kız ...
· ilk buluşmada cinsellikten bahseden erkek ...
· çok güzel olmasına rağmen mutsuz olan kız ...
· uludağ sözlük moderasyonu hakkında ne dediler ...
· sevgilisi olduğu halde mutsuz olan insan ...
· sevgiliye gitarla akdeniz akşamları nı çalmak ...
· msn iletisine yaşamayı çok seviyorum yazan insan ...
· sıra arkadaşının 95 aldığı sınavdan 30 almak ...
· sigara içen kadınların çok itici olmaları ...
· sevgililerin yanındaki üçüncü kişi ...
· ev alacak parası olduğu halde kirada oturan insan ...
· hiçbir kadının hayır diyemeyeceği erkek ...
· cinsiyet değiştirdikten sonra pişman olmak ...
· cinsel deneyimi olan bakire ...
· her çıktığıyla sevişen insan ...
· türk kızları nın çok güzel olması ...
· türkiye de bülent hanım a hayır diyecek erkek yok ...
· sevişirken gözlerini kapatan hatunlar ...
· hayatta özür dilemem diyen insan ...
· izmir den adam çıkmaz diyen insan ...
· bursalıyım diyen erkek ...
· ingilizcesi olmadığı halde iş başvurusu yapan kişi ...
· sabah kahvaltısını mısır gevreği ile yapan insan ...
· çirkin olduğu halde kendine güveni olan insan ...
· yaz da geliyor sevgilisiz ne yapıcam diyen insan ...
· ayrıldıktan sonra beddua eden sevgili ...
· aşkım gelirken kırbaç al diyen kız ...
· sen beni hak etmiyorsun diyen insan ...
· yeniden aşık olacak kadar aptal değilim diyen kişi ...
· der meister ...
· iki koluna da saat takan insan ...

kendi stiliyle(!) "başlıklarımı sonuna insan-kız-erkek-zart-zurt koymadan açamıyorum diyen kişi" diyen kızın diyen insanın diyen kişisinin erkeği(hmmm... çok açıklayıcı oldu evet)

uludağ sözlük hayrına türkçe dersleri

türkçe konuşmayı ve yazmayı en azından temel seviyede bilen herhangi birileri tarafından verilebilecek ve uludağ sözlük yazarlarının bir çoğunun ufkunu geliştirecek olan derslerdir.

bunu söylemekten üzüntü duyuyorum a dostlar ama bu platforma yazanların büyük çoğunluğu türkçe bilmiyor. örnek verip kimseyi rencide etmek istemiyorum ama temel türkçe seviyesinden yoksun yüzlerce başlık ve tanımı bugün kısmında 10-15 dk'lık bir arama ile bulabilmek mümkün. demek ki eğitim sistemimizin hali gerçekten içler acısı, demek ki okullarımız anadili bile doğru bir şekilde öğretmekten aciz.

üzülüyorum be sözlük

uludağ sözlük

diyen sözlük, saçmalayan sözlük. bu güzide sözlükte bugün kısmında gördüğümüz başlıklara bakıyoruz şimdi:

· moscow dream (3)
· malatya da cami yıkan hollandalılar (13)
· bir turk un avrupali dan farki (12) ...
· bi siktir git dedirten ogretmen laflari (5) ...
· çok konuştum artık susayım diyen kız (4) ...
· türkiye de çekilmiş en iyi dizi kurtlar vadisi dir (15) ...
· hak yolu varken bok yolunu secmek (3) ...
· ölene kadar seninim diyen kadın (6) ...
· zeberdee ...
· ben açılmamış şam fıstığı gibi zorumdur diyen kız (4) ...
· to go ...
· göğüsleri tomurcuk gibi kabarmış yaşıt kızlar (22) ...
· adriana lima nin sence ben guzel miyim demesi (4) ...
· burda mı yersin paket mi yapalım (7) ...
· habervaktim ...
· ezan okunurken müziği kapamayan insan (13) ...
· sevgiliyle yatakta film izlemek (5) ...
· zahid bizi tan eyleme ...
· ben bu yazıyı sana yazdım (5) ...
· klik ...
· tonights the night ...
· arka sıradakiler ...
· dgs 2009 ...
· garbino ...
· uçağa ilk kez binenin söyledikleri (6) ...
· huzur ...
· hiç kot giymemiş insan (5) ...
· istanbul şişelerde balık olsak zirvesi (8) ...
· msn in senelerdir ücretlenecek olması (5) ...
· koku (2) ...
· pushback ...
· dolmuşa 2 çocukla binip 1 kişi parası uzatan kadın (11) ...
· öss 2009 ...
· istemeyi bilirsen vermeyecek kız yoktur diyen kız (20) ...
· mikrofon uzatıldığında söylenen sözler (32) ...
· türk dizileri (4) ...
· push back (5) ...
· erkeklerin hoşlanma belirtileri (23) ...
· adresini arayan cümleler ...
· bilgisayara virüs girdiğinde verilecek tepkiler (13) ...
· bütün ilişkilerin aynı olduğu gerçeği (2) ...
· ksv roeselare ...
· seninle kafam güzel (2) ...
· frank harper ...
· eski sevgiliden geriye kalanlar (24) ...
· scylla (2) ...
· hayatın herhangi bir lineında başarılı olamamak ...
· who dares wins ...
· deniz gezmiş ...
· stat onlerinde satilan kofte ekmek ...

şimdi efendim bu başlıklardan bkz. verdiklerime biraz daha alıcı gözle bakalım. ne görüyoruz, ya anket başlık, ya "diyen, eden, sıçan, zart yapan zurt yapan" "kız, kadın, insan"(ki bu kategoride bir çok x diyen kız, y diyen kız bulunuyor)bir de türkçe'ye aykırı başlıklar. yani doğru dürüst adam gibi başlıklar azınlıkta. ben bunun üstüne ne cümleler kurar, ne laflar söylerdim ya, değmez. başlık profili bu şekilde olan bir güruha değmez(gayet kaliteli yazılar yazan, güzel işlere imza atanları bir kenara ayırırım)

profiline paris hilton un fotoğrafını koyan kız

tepki toplayamasını anlayamadığım kız. efendim ben de profil resmime messi fotoğrafı, rıdvan fotoğrafı, 1968 chevrolet camaro fotoğrafı filan koyuyorum, favorilerimi belli ediyorum. bu durumda ben de messi'yi şeytan'ı tanımıyor oluyorum sanırım. ya da profil fotoma azis resmi koyuyorum arkadaşlarla geyik konusu açılsın diye. kız ister paris hilton fotoğrafı koyar profil fotoğrafı olarak, istere pırasa, ister komik bulduğu bir karikatür. kanımca 15 derece sağa yatık kafa ve yukarıda tutulan fotoğraf makinesi kombinasyonuyla oluşturulmuş tüm fotolardan daha yaratıcı bir girişimdir. benim anlayamadığım, bu konuyu bu ortama taşımak.

öyle zannediyorum ki sözlük konsptinde en büyük beğeniyi toplayanlar, en çok artı oyların farklı ve güzel tespitler olduğunu kavramış, görmüş, tecrübe etmiş yazar; bu uğurda güzel bir tespit yakalamak için etrafına bakınmaya başlar. gördüğü aslında gayet normal bir olayı tespit gibi sunmaya çalışır, yanılır. ortada gerçekten tespit sayılabilecek bir durum yokken sıradan olayları çok ilginç bir şeymiş gibi göstermeye çalışmak ise insanı komik duruma düşürür, sözlüğü de çoplüğe çevirir. dikkat etmek gerekir.

necip fazıl kısakürek

toplum siyasi tercihlerine dehasından daha fazla ilgi göstermiştir. oysa ki, şiirlerinde vermeye, aşılamaya çalıştığı mesajları göz ardı ederek(tabii ki farklı görüş destekleniyorsa) şiirleri analiz edildiğinde her şiirde ayrı bir şov yaptığı fark edilir. büyük insandır, öyledir böyledir beni çok ilgilendirmiyor açıkçası, ama şiirlerindeki matematiği ve ahengi tutturabilen başka bir şair ne yazık ki türkiye'den çıkmamıştır. nazım hikmet okumayı daha çok seviyor olsam da şairliği açısından türkiyenin bir numarası olarak kesinlikle necip fazıl'ı görmem de bundandır. bir daha kimsenin de anlam bütünlüğünü bozmadan bu kadar mükemmel bir dizilişle bu kadar ahenkli şiir yazabileceğini düşünmüyorum.

şöyle bir örnek verirsek:

"Vicdan azabına eş kayna kayna Sakarya
Öz yurdunda garipsin öz vatanında parya

insan üç beş damla kan, ırmak üç beş damla su
Bir hayata düştük ki hayata kurmuş pusu
Geldi ölümlü yalan, gitti ölümsüz gerçek
Siz hayat süren leşler sizi kim diriltecek
Kafdağını assalar belki çekerde bir kıl
Bu ifritten sualin kılını çekmez akıl
Sakarya saf çocuğu masum Anadolu'nun
Divanesi ikimiz kaldık Allah yolunun
Sen ve ben gözyaşıyla ıslanmış hamurdanız
Rengimize baksınlar kandan ve çamurdanız
Akrebin kıskacında yoğurmuş bizi kader
Aldırma böyle gelmiş bu dünya böyle gider
Bana kefendir yatak sana tabuttur havuz
Sen kıvrıl ben gideyim son Peyganber kılavuz!

Yol onun varlık onun gerisi hep angarya
Yüz üstü çok süründün ayağa kalk Sakarya.."

kanımca sanatının doruğu olmayan bu eserde bile bütünlüğü hiç bozmadan inanılmaz bir kelime seçimi yetisi göstermiştir. özellikle parya kelimesinin kullanımında (öz vatanında parya) kelimenin sosyal boyutu yanında dışlanmışlık anlamının da olması ve ifrit kelimesinin "iç kemiren" anlamı yanı sıra doğu masal ve efsanelerindeki kötü korkunç cin anlamının olması ve kafdağı gibi masal göndermesi yüklü bir kelimeyle aynı beyt de kullnılmış olması takdire şayan. hayranlıkla bakıyorum.

bulaşık yıkayan sevgilinin poposunu ısırmak

türk kızlarının ortalama boyları düşünüldüğünde gerçekleştirmek için ciddi efor gerektiren eylem. hayır düşündüm de, zor be abi, bi kere popo doğal formu yüzünden zor ısırılabilen bir nesne, parmak, kol neyin gibi değil. e hatun kişi de bulaşık yıkıyor, makat yere yakın ve düz konumda, yok yok akıl kârı değil. alternatif olarak çimdik kullanılabilir belki, bilemedim.